19 Ağustos 2013 Pazartesi

Kabızlık Nedir?

aklindaki.blogspot.com
Bağırsakların zor ya da seyrek boşalması. Dışkının kalınbağırsakta ve göden bağırsağında tutulması, çok fazla suyun emilmesine, bu yüzden de dışkının kuruyup sertleşmesine neden olarak, dışkılamayı güçleştirir. Bağırsaklar dışkıyla sürekli daha çok doldukça, bağırsak kasları gerginlerini yitirirler ve kabızlık süregenleşir (bu durum basura yol açabilir).


Kabızlık, ayrıca, bağırsakların bir ur nedeniyle ya da yapısal bir biçimde bozukluğuyla tıkanması gibi, başka bir rahatsızlığın belirtisi olabilir. Bunlar dışında daha başka birçok neden, bağırsak kaslarının normal itici işlevlerini yitirmelerine yol açabilir. Ayrıca, dışkı kitlesinin oluşması için gerekli bitkisel liften yoksun bir beslenme rejimi ve dışkılamayı sık sık geciktirmek de, kabızlığa neden olabilir. Bununla birlikte, dışkılamanın her gün, düzenli zamanlarda ve büyük miktarda olması gerektiği yolundaki inanç yanlıştır.

Kan Basıncı Nedir? Nasıl Yükselir?

aklindaki.blogspot.com
Dolaşım sistemi atardamarları içindeki kanın basıncı. Kan basıncı, kanın kalpten pompalanmasına, atardamarcıkların direncine ve atardamar çeperlerinin esnekliğine bağlıdır.
   Kan basıncı (ya da tansiyon), yerleşmiş uygulamaya göre, önce kasılma basıncı (sistolik basınç), sonra gevşeme basıncı (diyastolik basınç) olarak yazılır. Kasılma basıncı, kalbin kasılması sırasında oluşan en büyük kan basıncıdır (büyük tansiyon); gevşeme basıncı, kalbin gevşeme ya da dinlenme durumunda ölçülen en düşük basınçtır (küçük tansiyon).
   Normal kan basıncı, hayvan türleri arasında, bir türün kendi içinde ve bireyden bireye göre büyük ölçüde değişir. Erişkin bir genç insanın dinlenme durumunda kol atardamarındaki ortalama basınç, 120/80 mm cıvadır (Hg). Zürafada, beyne kanın gönderilebilmesi için 260 mm Hg kadar yüksek kasılma basınçları gerekir.
   İnsanlarda normal ve yüksek kan basıncı düzeylerini neyin oluşturduğu çeşitli tartışmalara konu olmuştur. 50 yaşın altındaki erişkinlerde, 150-90 mm Hg, üst normal sınır sayılır. Kan basıncı normal olarak yaşla artar; bunun nedeni genellikle atardamarların esnekliklerinin azalmasıdır. Fiziksel etkinlik ve duygusal stres, kan basıncını yeçici olarak yükseltebilir.

Kalp Pili Nedir? Kim Bulmuştur?

aklindaki.blogspot.com
Kalp kasında ritimli kalp atımlarını başlatan doku düğümünün gerektiği gibi çalışmaması durumunda bedene yerleştirilen küçük aygıt. 1988' de ABD'de Wilson Greatbatch'in bulduğu kalp pili (pacemaker), ince bir pilin çalıştırdığı yassı, plastik bir disktir. Ameliyatla bedene, genellikle deri altı yağ tabakasına yerleştirilip, tellerle kalbe bağlanır. Kalbin çalışmasını düzenleyen ritimli elektrik akımları gönderir. Yakın dönemde geliştirilerek, beden sıcaklığındaki değişmelere duyarlı çeşitleri yapışmıştır.

Kan Bankası Nedir? Ne İçin Yapılır?

aklindaki.blogspot.com
Kanın toplandığı, depo edildiği ve daha sonra kan aktarımlarında kullanılmak için işlemden geçirildiği kurum. Kan aktarımlarının daha XIX. yy'ın başlarında uygulanmasına karşılık, kan bankaları ancak, kanı pıhtılaşmadan koruma, soğutma ve mikroptan arındırılmış koşullar altında depolama sorunlarının çözüm yolları bulunduktan sonra kurulabildi (ilki Ocak 1937'de ABD'de).

   Bütün kan alımlarından önce, kan vermenin gerek vericiler için (kan yitimi nedeniyle), gerek alıcılar için(hastalık bulaşması tehlikesi
nedeniyle), zararlı olmamasını güven altına almak amacıyla, vericilerin taramadan geçirilmesi gerekir. En çok kan verme sıklığı (yılda beş kez ya da sekiz haftada bir, 480 ml'lik ünite) bedenin, verilen kanın alyuvarlarıyla birlikte yitirilen demiri yenileme yeteneğine bağlıdır. Toplanan kan, test örnekleriyle birlikte, mikroptan arındırılmış torbalarda korunur. Bu torbalar, kanın pıhtılaşmasını içeren bir madde ile 1 °C-6 °C'lık sıcaklıklarda denetimli soğutma altında beş hafta süreytile depolanmasına olanak veren besleyici bir çözelti içerir. Bazı durumlarda, kan borusu öbür torbalara içten bağlı olan, böylece kanın bileşimindeki maddelerin bulaşma tehlikesi olmadan hazırlanabildiği bir torbada toplanır.
   Kan bankasında, kanın tipinin, AB0 grupları, Rh etmenleri, vb. bakımından belirlenmesi gerekir. Verilen bütün kan ünitelerinin, alıcıya bulaşma olasılığı taşıyan AİDS ve bazı karaciğer iltihabı biçimleri gibi enfeksiyon hastalıkları antikorları bakımından testten geçirilmiş olması gerekir.
   Birçok kan ünitesi, kan bankaları tarafından kan ünitesini oluşturan birimlere ayrılır; en çok kullanılan kan ürünleri alyuvar, trombosit konsantreleri, plazma ve etmen VIII içeren doldurulmuş-kurutulmuş plazma özütü paketleri olarak hazırlanır.
   Kansızlığın düzeltilmesi için paketlenmiş alyuvarların kullanılması, hastalara gereksiz yere plazma verilmesini önler; böylece kan aktarımlarının etkililik ve güvenliğini artırır. Trombositleri eksik, dolayısıyla da kanama eğilimi olan hastalar için, trombosit aktarımları gereklidir. Çoğunlukla dondurulmuş taze plazma biçimindeki plazma aktarımları, plazma pıhtılaştırıcı etmen eksikliklerini düzeltmekte çok büyük yarar sağlarken etmen VIII içeren paketler, A tipi kanama hastalıklı kişilerin tedavisinde önemli yer tutar.
   Alışılmış kan alımlarının yanı sıra, birçok kan bankası, plazma ve bazı kan ürünlerini, "plazmaferez" adı verilen bir işlemle toplar. Bu yöntemde, toplanan kanın alyuvarları, plazma ayrıldıktan sonra hastaya geri verilir. Vericinin alyuvar hacmi korunduğu ve plazma da alyuvarlardan daha hızlı bir biçimde yeniden yapıldığı için, plazmaferez, tam kan alınmasından oldukça daha sık uygulanabilir.
   Kan bankaları aynı zamanda ameliyat olacak hastalara ameliyat sonrası vermek için hastanın kendisinden alınan kanı da toplarlar. Bu işlem, kan aktarımıyla hastalık bulaşması tehlikesini azaltmasının yanı sıra, ender kan gruplarında hastaları, aynı gruptan kan bulunamaması olasılığından da korur.

Kalp Krizi Nedenleri, Belirtileri

aklindaki.blogspot.com
Kalbe kan geliminde bir eksiklik ya da belirgin bir yokluk sonucu, kalbin sol karıncığının bir bölümünün ölmesi. Kalp krizi (kalp kası enfarktüsü ya da kalp enfarktüsü; halk arasında kısaca "enfarktüs" diye de belirtilir) geçirenlerin yarıdan çoğu, hastaneye kaldırılamadan apansızın ölmekte, bu ölümler, ritim bozukluğu sonucu kalbin pompalama eyleminin apansızın etkisizleşmesine bağlanmaktadır. Kalbe yetersiz kan gelmesinin başlıca nedeni, kalp atardamarlarının damar sertliği sonucu tıkanmasıdır. Öbür nedenler arasında kalp toplardamarlarının tıkanması, amboliler ve spazmlar sayılabilir.
   Kalp krizi belirtileri, şiddetli ve uzun göğüs sıkışması ve ağrısı (çenelere ve kollara da yayılabilir), soluk alamama, düzensiz nabız, solukluk ve soğuk terlemedir. Hastanın kurtarılması bakımından acil bakım son derece önemli olabilir; acil kalp-akciğer canlandırması uygulamak da bazı hastaları apansız ölümden kurtarabilir. Hastane bakımı, hastanın fizyolojik durumunun izlenmesini ve ağrıyı denetim altına alıp, kalp ritminin ve kan basıncının kararlı durumda kalmasını sağlayan ilaçların kullanılmasını içerir. Acil-bakım alanındaki son gelişmeler arasında pıhtı çözücü (trombolitik) ilaçlar ve balonlu sondalarla kalp atardamarlarının genişletilmesi sayılabilir.

Muammer-el Kaddafi Kimdir? Ne yapmıştır?

aklindaki.blogspot.com
Libyalı develet adamı (Sirt, Misurata'nın güneydoğusu 1942). Orduya katılıp (1965), Bağımsız Birlikçi Subaylar topluluğunu kuran (1964) Muammer el-Kaddafi, Kral İdris'i deviren darbede (Eylül 1969) önemli rol oynadı, Devrim Konseyi başkanlığı ile Savunma ve içişleri bakanlıklarını üstlenip, Devrim Konseyi tarafından albaylığa yükseltildi (Eylül 1969). Başbakan ve savunma bakanlığına getirilip (1970), 16 Temmuz 1972'de başbakanlığı ve bazı görevlerini Abdüsselam Callud'a devretti. İsrail'e karşı bütün güçlerin seferber edilerek savaşılmasını sağlamak için İslam'a dayalı bir Arap sosyalizmi oluşturmaya çalışıp, Mısır ile Libya'nın birleşmesi için yoğun çaba harcadı. "Kültür devrimi"nin başlandığını ilan edip, "halk komiteleri" kurmaları için halka çağrıda bulundu (15 Nisan 1973). Ardından, kendini bütünüyle Devrim'e adamak amacıyla Halk Konseyi (eski Devrim Komuta Konseyi) genel sekreterliğinden çekilmekle (1979) birlikte, Libya devletinin fiili önderi olmayı sürdürdü.
   Arap ülkeleriyle sık sık görüş ayrılığına düşüp, Türkiye'ye karşı dostça yakınlaşma siyaseti uyguladı. Çad savaşında yönetime karşı İslamcı gerillaları destekleyip, ABD tarafından uluslararası terörü kışkırtmakla suçlandı (ABD uçakları Nisan 1986'da Trablus ve Bingazi'yi bombaladılar). Çad'daki Libya birliklerinin püskürtülmesinden sonra ateşkesi kabul edip (1987), ertesi yıl Hisséne Habré yönetimini tanıdı ve Çad'da bir elçilik açtırdı. 21 Aralık 1988'de Pan-Am yolcu uçağına bomba yerleştirerek 190 kişinin ölmesine yol açan iki Libyalıyı yargılanmaları için ABD ve İngiltere'ye vermeyi kabul etmemesi üstüne BM Örgütü Nisan 1992'de hava yolu şirketlerinin Libya'ya uçmalarını yasakladı ve ülkeye askeri ambargo uygulanması kararı aldı.

Alabalık

aklindaki.blogspot.com
Som (ya da somon) balığıyla birlikte alabalıkgiller (Salmonidae) ailesini oluşturan yaklaşık on beş balık türünün ortak adı. Soğuk ya da ılıman göller ile hızlı akan ırmaklarda yaşayan bu türlerden, aslında alabalık denince akla gelen tür, denizalabalığı ya da denizalası da denen gerçek alabalıktır (Salmo trutta). Alabalıklar eskiden yalnızca Kuzey yarıkürede yaşarlarken, av hayvanı ve besin olarak büyük bir ticari değere ulaşınca, Güney yarıküredeki birçok bölgede de yetiştirilmeye başlanmışlardır. Çoğunun tatlı su balığı olmasına karşılık, bazı türleri ırmak kaynaklarına yakın bölgelerde yumurtalarını döktükten sonra, denizlere göç ederler. Genellikle 10 °C-18 °C'ın altındaki suları yeğlerler.

   Alabalığın uzunca sayılabilecek, özelliği olmayan bedeni yanlardan sıkıştırılmış gibi, yumuşak ve kaslıdır. Koltuk ve karşılıklı yüzgeçleri dikensizdir. Koltuk ve her bir karın yüzgecinin tabanındakiler dışında bütün pulları küçüktür.

   Alabalıklar yaşlandıkça, beslenme biçimleri değişir. Yumurtadan yeni çıkmış ya da yeni yavru balıklar, çoğunlukla sudaki sinek larvalarıyla beslenirler. Büyüdükçe sinek yemeye başlarlar. Yetişkin durumdayken küçük balıklarla, karides ve kanatlı böceklerle beslenirler.
   Birçok dişi ve erkek alabalık, olgunlaştıktan sonra (3 ya da 4 yaşındayken) yumurtlamak için, yumurtadan çıkıp dünyaya geldikleri yere dönerler. Türlerin çoğu, akarsuda ilkbaharın başlarında çiftleşir. Dişi alabalık yumurtalarını çakıl ve kum kaplı dipte kuyruğuyla karıştırıp açtığı çukurlara serer. Hemen yakınlardaki erkek de, 40 gün sonra açılacak olan yaklaşık 200 yumurtayı döller. Tek bir dişi bir mevsimde 10 000 kadar yumurta yumurtlayabilir. Yumurtalardan çıkan alabalık yavrularının %90'ı ilk 3 ya da 4 ay içinde, daha büyük balıklara av olurlar.
   En tanınmış ve en çok avlanan türlerden biri olan gökkuşağı alabalığın (Salmo gairdneri), çoğunun anayurdu Amerika'nın Büyük Okyanus kıyılarındaki dereler olan biçimi vardır. Adı, bedeninin yanlarında boylu boyunca uzanan kırmızı kuşaktan kaynaklanır.
   Türkiye'de yaşayan başlıca alabalık çeşitleri arasında, Çıldır gölünde ve Doğu Karadeniz'e dökülen sularda yaşayan Salmo trutta lablax, Uludağ'daki derelerde, Sapanca gölünde ve Ege'deki göllerde yaşayan Salmo trutta macrostigma, Abant gölünde yaşayan Salmo trutta abanticus sayılabilir. Yakın dönemde, özellikle İstanbul yöresinde alabalık üretimine başlanmıştır.