23 Nisan 2014 Çarşamba

Kurtboğan gerçek mi ? Kurtboğan Nedir?

   Genellikle yabancı dizilerde rastladığımız kavramlardan biri olan kurtboğan bitkisini duyanlar muhakkak merak etmiştir. Bu merak edenler içerisinde benim de olduğum için araştırıp sizler için yayınladım arkadaşlar. Kısacası gerçekten kurtboğan adlı zehirli bir bitki varmış. Her ne kadar kurtlar üzerinde etkisi olmasa da insanlar üzerinde etkisi çokmuş. Aşağıdaki paragrafta gerekli bilgiyi verdim.

   Düğünçiçeğigiller ailesinden, yaklaşık 200 türü bulunan bitki cinsi. Dünyanın hemen her yanında yetişen, üyelerinin tümü son derece zehirli bir alkaloyit olan akonitin içeren kurtboğan cinsi üyelerinin çeşitli türlerine Kuzeydoğu Anadolu'da da rastlanır. Cinsin örnek türü kurtboğan (Aconitum napellus), kalın köklü salkım biçimi çiçekli çok yıllık bir bitkidir.
aklindaki.blogspot.com

22 Mart 2014 Cumartesi

Blogger Kategori Ekleme Liste Yapma

   Öncelikle anlatıma başlamadan önce yapılan uğraşa ve çabaya saygı olarak yorumlarınızı bekliyorum. Eğer anlaşılmayan bir bölüm olursa da yorumlardan ulaşabilirsiniz. Şimdiden teşekkürler.


  -Yapacağımız ilk işlem blogger.com'a giriş yapmak.
  -Eskiden "Sayfalar" sekmesine tıklayınca 2 seçenek geliyordu. Şimdi bu kategori seçeneğini "Yerleşim" bölümüne yerleştirmişler.
  -Listeler adlı gadgetin sağ köşesindeki "Düzenle" seçeneğine tıklıyoruz













  -Aşağıda bulunan "Bağlantı Sayfasını Ekle" yazısına tıklıyoruz.









  -Önemli kısma geldik. "Sayfa Başlığı" kısmına oluşturacağınız kategorinin adını yazın.Mesela "Moda". "Web Adresi(URL)" kısmına http://blogunuzunismi.com/search/label/moda       olacak şekilde dikkatlice yazın.










  -"Bağlantıyı Kaydet" kısmına tıklayın ve bitti. Şimdi gelelim kategoriye nasıl yazdığınız yayınları oraya koyabileceğinize.
  -Deneme amaçlı yeni bir yayın oluşturun.
  -Sağda "Yayın ayarları" kısmının hemen altındaki "Etiketler" kısmına tıklayıp ...search/label/moda şeklindeki URL'nin sonundaki "moda" kelimesini aynen yazın ve "Tamamlandı" kısmına tıklayın. "Yayınla" seçeneğine tıklayarak sitenizin Listeler kısmındaki "Moda" bağlantısında deneme yayını göreceksiniz. Ve bu kadar.

  -Arkadaşlar umarım anlatabilmişimdir. Eğer yapamadığınız bir kısım olursa sormaktan çekinmeyin gün içerisinde size geri dönüş yapabilirim. Bu arada bazı arkadaşlar diyebilir. Bu tam olarak kategori değil ki. Ne yazık ki blogger kategori oluşturmak için pek fırsat sunmadı. Bizde bu kadarını yapabildik. Kendinize iyi bakın yorumlarınızı eksik etmeyin

22 Şubat 2014 Cumartesi

Teknolojinin Yararları, Bize Kattıkları Nelerdir ?

aklindaki.blogspot.com
   İnsanların son yıllarda sürekli takip edilen teknolojiyi giderek kullanımını ve önemini daha fazla arttırıyor. Tabi bu her ne kadar olumlu veya olumsuz olsa da önüne geçilemiyor. Ama bunu olumlu şekilde ve düzenli bir araç olarak kullanırsak teknoloji kadar yararlı bir dünya bulunamazdı. Sebep olarak insanların hiç akıllarına bile gelmeyecek bilgi ve farklı haberler teknoloji sayesinde elimizin altında bulunuyor. Bunu sadece bilgisayar ve telefon olarak algılamayın. Mesela makineler, arabalar, uçaklar vs. bunların giderek daha konforlu ve daha akıllı hale geldiklerini hepimiz biliyoruz.

   Peki onca bilgi elimizde ama biz kullanmayı bilmiyorsak ne yapmalıyız ? Bilgi sitelerinden hariç her yere giriyorsunuz ama niçin bunu yapıyorsunuz ? Arkadaşlar konu aslında çok basit kendimizi eğitme ve azmimizi kullanmamız gerekli. Peki bunun bize kattıkları yok mu düşünüyorsunuz ? Tamamen yanılıyorsunuz. Gerek bir grubun yanına gittiniz gerekse size yönelen bir soru geldi. Belki okuduğunuz bir parça metin size bunlardan bahsediyordu. Ve biz okuduysak bize her şekilde artı puan verir. Nasıl mı ? İnsanların size davranış şekli değişir, saygı duyarlar, sizi başkaları gibi normal sıradan bir insan olarak saymazlar daima insanlar arasında bir prestijiniz ve saygınız olur. Bence bu teknolojiyi doğru ve düzgün biçimde kullanmak için yeterli şeyler. Tabi ki benim sayamadığım daha onlarca size artı yönü vardır.

   Sonuç olarak insanların okuma ve araştırma isteği yüzyıllardır içinde olup ama dışarı çıkarılamayan bir duygudur. Eski bilgin kişilerin de bu konular ile ilgili sözleri (atasözleri) mevcuttur. Örnek olarak ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'den vermek istiyorum. Hayatta en hakiki mürşit ilimdir fendir. Sözü ile çok açık ve net bilginin öneminden bahsediyor bizim yapmamız gereken teknolojiyi bilgi almak için kullanmak. Umarım faydalı olmuştur.

4 Ocak 2014 Cumartesi

Neden Kendimi Geliştirmeliyim, Okumanın Önemi, Bilgili, Kültürlü Olmak

aklindaki.blogspot.com
   İnsanlar öyle güzel bir şekilde yaratılmıştır ki ne ekersen onu biçersin durumu tam olarak insanlara da tekabil etmektedir. Yani demem şu ki insanların başaramayacağı iş, yapamayacağı şey yoktur, diye düşünüyorum. Bir bilim adamı ortaya attığı söylemde hafızası 18 kütüphane alabileceğini ve bunları icraata koyabileceğini söylemiştir. Neden kendimizi geliştirmeyelim? Neden herkesin yaptığı bu yanlışı bizde yapıyoruz? Neden bilgili ve kültürlü olmak istemiyoruz? Bu sorunların hepsini cevaplayalım.
   Öncelikle insanlarda bulunan o piskoloji ve özentilik herşeyi değiştiriyor. Örnek olarak programlara katılan insanları görürüz. Baba ve oğul olarak katılırlar. Babası doktor, oğlu da doktur veya o derece yüksek
bir makamda çalışmaktadır. Yani işin özü nerede bitiyor? Tabi ki ailemizde. Ama baktık benim ailem o kadar bilgiyi seven ya da sadece size çalışmasını söyleyen biri ise ailemizden pek birşey bekleyemeyiz. Sonuçta her ne kadar uğraşsakta ağaç yaşken eğilir lafı tam olarak buraya geliyor. Neden bilgili ve kültürlü olmaktan kaçıyoruz ? Herkesden farklı olma düşüncesiyle mi? Yoksa dışlanma veya onlara yetişemeyeceğinizden mi? Bunu tam olarak ben bilemem ama eminim ki içinizde saklıdır. Önemli olan kesinlik şudur ki: Kim ne yaparsa yaptın, biz doğru yoldan şaşmayalım. Bu yolun doğruluk tespiti çoktan yapılmıştır. Bunu şöyle izah edebilirim. Örnek olarak Mustafa Kemal ATATÜRK'ün her okulda baş köşede yazıldığı sözü: En hakiki mürşit, ilimdir fendir. Yani düşünün sizden çok önce doğmuş kimse ve yaptığı işlere bakılırsa son derece önemli bir kimse, nasıl izah etmiş durumu. Size demek istediğim ilim ve bilim, kültür ve bilgiden gelir. Buna emin olabilirsiniz. Yaşınız her ne olursa olsun öğrenmek son derece önemli ve kutsal bir iştir.
   Peki bunda şeyi söylediniz. Nasıl olacak bu iş? Nasıl bilgi seviyemizi yükseltebiliriz? Çok basit. En kolay yöntemi kitap okumaya başlayabilirsiniz. Güncel haberleri gazeteden takip edebilirsiniz. Eski yazarların yazdığı kitapları okuyabilirsiniz. Bu örnekler istediğiniz kadar arttırılabilir. Yeter ki yapmak istediğinizi kendinize söyleyin. Yazdığım bu yazıyı bitirmeden önce Sadi'nin bir sözünü belirtmek isterim Bilgisiz bir kimse savaş davuluna benzer sesi çok içi boştur. Unutmayın öğrenmenin yaşı yoktur.
 

24 Aralık 2013 Salı

C Vitamini Nasıl Tüketmeliyiz? Yan Etkisi Var mı?

aklindaki.blogspot.com
   Bilim adamların araştırmalarına göre C vitamini tüketiminin çok yanlış olduğunu açıkladı. Genellikle insanların yaptığı hatalar, C vitamini grip veya nezle olduktan sonra tükettiklerini açıkladılar. Bu davranışın hiçbir şekilde olumlu bir tarafı yoktur. Yani C vitaminini hasta olunca değil, hasta olmadan önce tüketmeliyiz.







                                 C Vitaminini Nasıl Tüketmeliyim?
   C vitaminini günlük olarak tüketmeliyiz. Mesela günde 1 veya 2 mandalina ya da
portakal. Çay içerken çaya atılan limonun da büyük etkisi var. Bu sayede gelebilecek grip ve nezlelerden kurtulabiliriz.


                         C Vitamini Bulunan Yiyecekler Kilo Aldırır mı?
   Hiçbir şekilde kilo almak söz konusu bile değil. Hatta zayıflayacaksınız. Çünkü aşağıda belirtiğim besinlerde genellikle lif ve vitamin bulunmaktadır. Yani yağ veya karbonhidrat oranı yoktur ya da çok azdır.


                                Aşırı C Vitamininin Yan Etkisi Var mı?
   Evet arkadaşlar aşırı C vitamini çok yanlış bir yöntem. Çünkü aşırı şekilde C vitamini ilerde böbreklerde taş yapıyor. Bu da farklı rahatsızlıklar getirir beraberinde.


C Vitaminin En Fazla Bulunduğu Meyve ve Sebzeler
Mandalina
Portakal
Limon
Greyfurt
Turunçgiller
Ispanak
Karnıbahar
Kırmızı Lahana
Çilek
Tere
Roka
Sivri Biber

19 Aralık 2013 Perşembe

Ayak Kokusunu Nasıl Önleyebilirim?

aklindaki.blogspot.com
   Ayak kokusu çekinilecek bir konu değildir. Sonuç da bazı insanlarda olan ayak kokusu hastalıktan gelebilir. Peki diğer ayakları kokan insanların ne yapması gerek? Nasıl ayak kokusu geçer? Ayak kokusu neden olur? Niçin ayaklarım kokuyor? Diye düşünebilirsiniz. Bu yazımda sizlerin neler yapması gerektiğini ve nedenlerini anlatacağım.

   Öncelikle yapacağımız ilk işlerden biri akşam eve geldiğimizde, ayaklarımızı bol sabun ve su ile yıkamalıyız. Ama nasıl yıkamalıyız? Öyle sadece sabunu döküp su ile durulamalıyız. Öncelikle ayaklarınızı suya sokun ve elinizle 15 20 saniye yıkayın. Sonra sabunu döküp güzel bir şekilde ayaklarımızı 5 dakika hafif sert şekilde çitileyerek yıkamalıyız. Sonuçta üstünde toplanan ölü deriler ve kirler ancak bu şekilde çıkar.

   Ayak yıkamasında anlaştığımıza göre diğer önemli etkilere gelelim. Günlük çorap değişimi. Çoraplarımızı günlük giymeliyiz. Bazı arkadaşlar benim ayaklarım kokmuyor veya kirlenmedi bir gün daha giyerim düşüncesindedir. Bu tamamen yanlış bir düşüncedir. Sonuçta 12 veya 16 saat onları giyip, ister ayakkabı içinde ister dışarıda giyip kir ve tozları alıyoruz. Günlük çorap değişimi çok önemli...

   Çorapta da anlaştığımıza göre diğer etkilere geçelim. Ayakkabı kullanımı. Öncelikle arkadaşlar ortalama her gün 12 saat bir ayakkabıyı giydiğimizi düşünürsek, bir ayakkabının ayak kokusunu %70 etkilediğini anlayabiliriz. Yapmamız gerekenler çok basit. İki tane günlük ayakkabınız olacak. Peki bu ayakkabıları nasıl kullanmalıyım? Ayakkabı kullanımı 3 gün ara ile olmalıdır. Yani 3 gün bir ayakkabıyı, diğer 3 gün diğer ayakkabıyı giymeliyiz. Bu sayede hem ayakkabılarımız hava almış olacak. Bu da ayak kokma sorununu ortadan kaldıracaktır.

   Biraz para harcayacaksınız ama bu sadeye utanç verici ayak kokusundan da kurtulmuş olacaksınız. Ve günümüzde bulunan hava alan ayakkabıları tercih etmelisiniz. Bu sayede ayaklarınızın kokması sona erecektir. Eğer bunları yaptığınız halde hala ayak kokusu varsa doktora başvurmanızı tavsiye ederiz.

16 Aralık 2013 Pazartesi

Zeka Nedir?

aklindaki.blogspot.com
Sorunları anlama ve çözme yeteneğini belirten terim. Zeka, sözlü ve sözlü olmayan sorunları çözmeye dayanan zeka testleriyle ölçülür. Bu testlerin 100 dolayındadır; 50'den düşük puan ciddi bir zeka geriliğini, 50-70 arası hafif bir zeka kısıtlılığını gösterir. Zeka testleri, özellikle çocuklar arasında özel eğitim gereken grupları belirlemek yönünde değer taşır.